Yayına Giriş Tarihi: 02.05.2013

                Bilimsel bir tabanı olmayan Kanal İstanbul Projesi dosyasının kapatılmasını, hatadan dönülmesini istiyor, İstanbul’ daki karar vericileri ve halkımızı süreci dikkatle izlemeye çağırıyoruz. Yüksek Planlama Kurulu Kanal İstanbul Projesi‘ni Değiştirdi mi? Basına yansıdığı kadarıyla Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Yüksek Planlama Kurulu‘nun Kanal İstanbul‘a onay verdiğini ve kanalı geçmek için yeni yol ve köprüler yapılacağını belirtmiş. Bilindiği gibi Yüksek Planlama Kurulu Başbakan‘ın başkanlığında Ali Babacan‘ın da içinde olduğu 7 bakanla birlikte toplam 8 kişiden oluşuyor. Haberden görüldüğü kadarıyla Kanal, Küçük Çekmece Gölü üzerinden Karadeniz‘e ulaşıyor. Böylece daha önce itiraz ettiğimiz bazı olumsuzluklar ortadan kalkıyor. Bunlar; a. Yeni Kanal, Terkos havzasına girmiyor. Kanal Silivri‘den yapılsaydı Terkos havzasının ortasından geçecek ve baraj neredeyse yok olacaktı, b. Silivri‘den açılacak kanal, Istranca dereleri üzerindeki barajlardan Terkos Gölü‘ne yaklaşık 200 milyon metreküp/yıl su taşıyan boru hatları kesiyordu. Yeni hat bunu kesmiyor. c. Yeni Kanal benzer şekilde Bulgaristan‘dan İstanbul ve oradan Bursa‘ya devam eden doğal gaz boru hatlarını kesmiyor. Ancak çok daha ciddi diğer sorunlar ortada duruyor:
1. Kanalın açılmasıyla Karadeniz su niteliğini değişeceğinden bununla ilgili Karadeniz ekolojisine ve dolayısıyla ekonomisine vereceği zararı (balık başta olmak üzere su canlısı stoklarındaki olumsuz değişim nedeniyle ), 5 Karadeniz ülkesine tazminat olarak ödeyebiliriz. Çünkü Karadeniz Türkiye‘nin bir iç gölü değil. Davayla Türkiye diğer 5 kıyıdaş ülkeye on yıllarca sürebilecek bir maddi tazminata mahkum edilebilir. Acaba bu konuda kimlerden bir bilgi ve onay alındı. Kanal yapıldığında değişen akıntı sistemi nedeniyle İstanbul Boğazında alt suya verilen atıksu, incelecek üst su nedeniyle yüzeye çıkabilir mi. Bu konuda bir uzman hesaplama ve modelleme yaptı mı?
2. Yeni kanal hattında yer alan Sazlıdere ve /veya Alibey Barajı ve bu baraj suyunun arıtıldığı tesis tamamen ortadan kalkacaktır. Bunun ekonomik kaybı hesaplandı mı? Kanalın bu iki baraj arasından veya birinin içinden geçeceği açık,
3. Oluşacak yeni yapay boğazı yani kanalı geçecek en az 3 yeni köprü yapılacak. Bunun yanında elektrik, gaz, su vb. iletim yapıları ciddi bir yeni maliyet oluşturacak, kent yeniden şekillenecek. Maliyetler bize yani İstanbullulara yüklenecek.
4. Kentin batıdaki nüfusu en azından 5 milyon artacak ve hali hazırda İstanbul için sorun olan katı atık yönetimi, hava kirliliği ve diğer sorunlar katlanarak artacak. Bunları planlama kurulunun nasıl değerlendirdiğini doğrusu merak ediyoruz. Hele hele kanal projesi sonrası İstanbul un daha sağlıklı büyüyeceğini Babacan nasıl anladı. Buna bir açıklama getirirse bizler de anlamış olacağız.
Kanal İstanbul projesi ülkemizi ciddi riske sokacak, kente vereceği olumsuzluklar geri dönüştürülemeyecek boyutlarda olacak ve tüm bu zarar İstanbullulardan çıkarılacaktır. Bilimsel bir tabanı olmayan bu proje dosyasının kapatılmasını, hatadan dönülmesini, İstanbul‘daki karar vericileri ve halkımızı süreci dikkatle izlemeye çağırıyoruz.

Saygılarımızla...
Prof. Dr. Hüseyin ÖZTÜRK
JMO İstanbul Şube Başkanı
19.04.2013